Üniversiteye giderken turizmde sadece üç aylık iş için Türkiye’ye gelmiştim. O zaman erkeklerin sarışın kadınlara bu kadar istekli olduklarını bilmiyordum. 1 metre 73 santimetre boyunda 60 kg ağırlığındaydım. Ukrayna’da küçük bir şehirde de Türk neredeyse yoktu. Olanlarla da ben hiç konuşmamıştım. İş için ilk olarak Türkiye’de Fethiye’de bulundum. Gelmemle bir daha Ukrayna’ya gitmedim zaten. Fethiye’ye alışma süreci biraz zor oldu. Oradaki herkes farklı gözle baktığını hissediyordum. Arkadaş çevresinin yardımıyla orada tam tamına 2 yıl geçirdim. Otelde bulunan arkadaşımla beraber oradan Antalya’daki otele geçtik. Antalya’da biraz daha rahat ettiğimi söyleyebilirim. Hem kurumum iyiydi hem de kendime ayıracak zamanım kalmıştı. Lojman bile vermişlerdi bana. Otellerde çalışıyorsan fazla mesai olmaz. Herkesin belirli saatleri var. Lojmanda kadınlı erkekli kalıyorduk. Otelde benimle konuşmayan erkekler orada kapıma geliyor, balkondan balkona konuşmak için bahane arıyordu. Benim de aslında hoşuma gidiyordu. Eğer çaprazımdaki odada erkekler toplaşmışsa sırf onlara gıcıklık olsun diye bazen ben de kendi balkonumda sutyen ve külotumla dolaşıyordum. Bu onları azdırıyor, ben de kimse ile konuşmadığımdan bu durumdan çok büyük haz alıyordum.
Antalya’da çalıştığım dönemlerde yine lojmanın havuzundayken, yüzme öğretmeni otelin dalış hocasıyla çok karşılaşıyorduk. İkimizin de deli zamanları olduğundan Antalya’da sadece onunla yattığımı söyleyebilirim. Aslında birçok erkekle yatmak istemiştim. Ama yeni yeni Türkleri tanımam ve korkularımdan dolayı hep kendimi baskılamıştım. Bazı günler odama çekilip kendimi parmaklamaktan öteye gidememiştim. 3’ncü sezonun bitişine doğru otelin Spa-masaj bölümü sahibiyle aramız iyi olmuştu. Otel 4 aylık sezonda kapanacaktı. Ve ben o ara Ukrayna’ya para göndermek zorundaydım. Çok iyi yürekli zannettiğim o beyefendiyle aslında beyefendi demek gelmiyor içimden ama neyse. O bana Ankara’da çok ünlü bir otelde şubesini açacağını ve böylelikle 8 ay çalışıp 4 ay işsiz kalmayacağımı belirtti. Hiç düşünmeden kabul etmek zorunda kaldım.
Kış aylarına gelirken Ankara’ya gittik. Ama daha gittiğimiz ilk günlerde bu beyefendinin eşi beni görünce kıskanmaya başladı. Çok çok üzüldüm. Hâlbuki ben o adamla hiçbir şey yaşamamıştım. Ve evli olduğunu bile bilmiyordum. Ankara’da hiçbir yer bilmem, kimseyi tanımazdım. Ama bir şey öğrendim. Pavyonlar varmış. Ve Ukrayna’daki seks evleri yani mini house’lar gibi değilmiş. Mini house’lerde olursan illa ki erkekle sevişmek zorundasın. Ve çok ucuza. Ama pavyonda sadece dans edip ki ben bilmiyordum dansı. Erkeğin yanına oturup onu içirmen yetiyormuş. Hem parası iyi hem de seks yapmak zorunda değildin. Ben de pavyona gittim. Şimdi 3’üncü senem. 18 yaşında Türkiye’ye geldim. Ve 26 yaşındayım. Pavyona gidip seks yapmayacağım desem de hem kendi isteğim hem de paradan dolayı Ankara Ecort olarak çoğu kez sevişmek zorunda kaldım.
Türkiye’deki erkeleri artık çok iyi tanıdığımı söyleyebilirim. Ve güzel bir pavyonda aranan sürekli masaya çağırılan bir kadın oldum. Güzel de çevre yaptığımı düşünüyorum. Ama artık pavyondan sıkıldım. Orada durmak istemiyorum. Askıntı olan tiplerden dolayı güzelliğimin bana ceza olduğunu düşünüyorum. Kendimin patronu olmak istiyorum. O yüzden haftada 6 gün gittiğim mekâna şimdi 4 bazen hastayım deyip 3 gün gidiyorum. Kimsenin bilmediği bir yerde Ankara Escort olarak işimi yapmak istiyorum. Seksi vücudum Ankara’nın her yerinde bana para kazandırır. Hem sarışın, hem güzel hemde Ukraynalı olmak büyük avantaj. Hem artık Türkiye’de çalışma iznim bile var. Bu saatten sonra bireysel çalışıp, öyle hem kendimi hem de erkeğimi mutlu etmek istiyorum. Umarım en kısa sürede haftada 3 gün gittiğim pavyonu önce 1 güne sonra da hiç gitmem.